Skleroterapi (Köpük Tedavisi)

Skleroterapi (Köpük Tedavisi)

Skleroterapi, varisli damar içine (toplardamar genişlemesi durumunda) sklerozan (büzüştürücü) bir sıvıyı enjekte ederek damar boşluğunun tamamen kapatılmasıdır.

Kullanılan solüsyon aethoxyslerol (etken maddesi lauromacragol 400) adlı enjeksiyonluk çözelti olup yüzeysel damarın (0.5 mm çapı olan damarlar) içine ya saf olarak ya da daha büyük damarlara (0.5-2 mm çapındaki) hava ile karışım yapılarak köpük şeklinde verilir.

Verilen çözelti damar içinde reaksiyona neden olarak damarın işlevini yok ederek kaybolmasına neden olmaktadır.

Hastaya verilen aethoxysklerol konsantrasyonları ve miktarı varislerin büyüklüğüne göre değişmektedir.

Skleroterapi, büyük varisler (çapı 2- 2.5 mm üstü) içinde kullanılabilse de başarı oranı düşüktür. En iyi sonuç deriye yakın küçük varislerde ve kılcal damar varislerinde elde edilir. Büyük varisler için çok fazla miktarda ilaç gerekir. Belirlenen varis için uygun bir iğne ile girilerek, gereken doz ve miktarda ilaç verilir.

Eğer varisin kaynağını oluşturan damar derinde ise ultrasonografi ya da özel ışık kaynakları (LED VeinViewer Visison2) ile damar belirlenerek enjeksiyon yapılır.

Verilen skleroterapi içeriği damar duvarı ile reaksiyona girdiği için, damarın küçülerek kaybolması zamanla olmaktadır. Varis tedavisinde uygulanan skleroterapi ile bacaklardaki kötü görünümün kaybolması için ortalama 3 ile 6 ay arasında süre geçmesi gerekir.

İnce kılcal damarlarda 3 ile 6 hafta arasında silikleşme görünürken, orta büyüklükteki daha geniş damarlarda ise bu süre 3-4 ayı bulabilmektedir ve belirgin olarak azalmaktadır.

Skleroterapi sonrası 2 hafta varis çorabı giyilmesi başarı şansını daha çok artıracaktır. Süreç uzun olmasına rağmen, sonuçlar oldukça memnuniyet vericidir.

Süreç Nasıl İlerler ve Yan Etkileri Nelerdir?

Çok sık olmamakla birlikte bu tedavi şeklinin bazı yan etkileri olabilir. Aethoxysklerolun bileşiminde bulunan maddelere (Lauromacragol 400, etanol %96,potasyum dihidrojen fosfat, difosfat sodyum dihidrat, enjeksiuonluk su) allerjisi varsa, yatalak hasta ise, şiddetli atardamar dolaşım bozukluğu varsa,kan pıhtısına bağlı damarlarda tıkanma varsa, pıhtılaşma riski yüksekse uygulanmamalıdır.

Aşırı kilo, sigara içme, uzun süre hareketsiz kalma, doğum kontrol hapları kullanma veya hormon tedavisi alma gibi birden fazla risk faktörü varsa da aethoxysklerol uygulanmamalıdır.

Hafif ağrı ve morluklar dışında skleroterapinin belirgin bir yan etkisi yoktur. Eğer skleroterapi daha büyük varislere yapılmış ise içinde pıhtı oluşabilir. Varis içinde pıhtı temel olarak tromboflebit ile aynı olduğu için iyileşmesi ağrılı ve zaman alıcıdır.

Bu nedenle skleroterapi sonrasında varisinde pıhtı saptanan hastalarda bu pıhtı iğne ucu ile oluşturulan deliklerden çıkmaktadır.

Kullanılan aethoxylerol konsantrasyonu ve hacimleri arttıkça riskleride artmaktadır.

Sklerozan verilen bölgede daha önce görünmeyen yeni damar oluşumu (neovaskülarizasyon), ciltte renk koyulaşması (hiperpigmentasyon), geçici ödem ve şişlik, morarma, ağrı, yüzeyel damarlarda pıhtı oluşumu sık görülebilmekle birlikte, derin toplardamarda pıhtı oluşması ,dokuda sertlik, toplardamar iltihabı (tromboflebit), dokuda döküntü, eritem gibi ilaca karşı alerji gibi etkiler daha az sıklıkta görülüp geçici görme kaybı, tat duyusunda bozukluk, ani, aşırı duyarlılık reaksiyonları (ani solunum güçlüğü, anaflaktik şok, ürtiker, astım atağı), inme, dispne kalp durmaları gibi belirtiler çok seyrek görülebilecek yan etkilerdir.

Köpük tedavisi uygulanan yerde önce mor daha sonra koyu kahverengi ve açık kahverengi renk değişimi görülebilmektedir. Bu renk değişimi 1-1.5 ay içinde kaybolacağı gibi, cilt yapısı ve uygulanan damarın büyüklüğüne bağlı olarak 1-1.5 yıla yayılan bir süreci de kapsayabilmektedir.

Skleroterapi sonrası ortalama 3 hafta işlem yapılan yerin direkt güneş ışığına maruz kalmamasına dikkat edilmelidir. Ciltteki melanin pigmenti güneş ışığının etkisiyle deride koyu renk dönüşümüne neden olmaktadır.

Shape