Lipödem; otoimmün, genetik meyilli olduğu düşünülen tam nedeni belli olmayan iltihaplı yağ dokusunun anormal birikimi ile seyreden bir hastalıktır.
Yaygınlığına göre dört tipi mevcuttur. Kalçalar ve karın bölgesinden başlayıp, ayak bileklerine ve kollara kadar yayılan ilerlemiş hali de mevcuttur. Ne kadar erken evrede yakalanırsa, tedaviye yanıtı da o kadar iyidir.
Cilt altı biriken yağ dokusu, hastalık ilerledikçe daha çok kalınlaşmakta, ele gelen yağ nodülleri oluşmakta, ağrı ve yanma hissiyatıyla birlikte, cilt ve cilt altı dokusu sertleşmekte, lenfatik damarların ciddi derecede yetmezliğine bağlı olarak lenfatik yetmezliğe bağlı ödem de oluşmaktadır. Hastaların bir kısmında da kirli kanı taşıyan venöz damarlarda da (toplar damarlar) yetmezlik (varis) görülmektedir. Hastanın yapılan muayenesinde uygulanan ultrason doppler, fizik muayene ve şikayetleri bize tanı koymada ve uygulanacak tedavi yöntemini belirlemede yardımcı olmaktadır.
Lipödemli hastalarda rahatsız edici görünümün yanında, ağrı, yanma, sızlanma, huzursuz bacak, kendiliğinden morarma olabilir ve hastaya göre belirtilerin şiddeti farklı olabilmektedir. Özellikle vücudun alt yarısında anormal birikim gösteren iltihaplı yağ hücreleri, (yeterli kan akımıda olmadığından ne kadar diyet yapılsa da, kilo verilse de) eritilemediğinden istenilen yüz güldürücü sonuçlar alınamamaktadır.
Lipödem de yaklaşım kombine olmalıdır. Glutenden fakir, anti-inflamatuar (iltihap oluşumunu azaltan) diyet, özellikle diyetisyen kontrolünde, her hastanın kendisine özgül diyet programı yapılarak uygulanmalıdır. Diyetin yanında iltihaplı yağ dokusunun erimesine ve kılcal damarların oluşumunu artırmaya yardımcı olan ESWT (extra korporeal şok tedavisi) ve eriyen yağ hücrelerinin ortamdan uzaklaşmasına yardımcı olan manuel (elle yapılan) lenfatik drenaj ve pnömotik kompresyon yöntemi, tedavinin başarısında önemli rol oynamaktadır.
ESWT cihazı ilen yapılan işlem; Ses dalgalarıyla iltihaplı yağ dokusunun erimesine ve eriyen yağ dokusunu kan dolaşımını artırarak ortamdan uzaklaşmasına yardımcı olur. Kılcal damarların artması temiz ve kirli kanın dolaşımını da arttırdığında inflamasyonu (iltihabı) azaltmakta ve istenmeyen yağın erimesine daha çok yardımcı olmaktadır. Anestezi ve cerrahi işleme gerek duyulmaz.
ESWT uygulanan hastaların şikayetleri (ağrı, sızı, yanma, huzursuz bacak) ikinci, üçüncü seanstan sonra belirgin bir şekilde azalmaktadır. Uygulanırken verdiği rahatsızlıklar; Hafif – orta derecede yanma, ağrı, kızarma, morarma ve sızlanmadır. Bu şikayetler kısa süreli ve hafif derecededir.
Lipödem özellikle ergenlikten itibaren kendini gösteren ve östrojen hormonunun metebolizmasıyla ilgili olduğundan kadınlarda görülmektedir. Toplumumuz da görülme sıklığı 20% lere kadar ulaşabilmektedir.
Lipödem de tedavi yaklaşımı kombine olmalıdır. Her hastaya özel yapılan diyet ve bacak kas ve dolaşımını destekleyen egzersiz ömür boyu dikkat edilmesi gereken hususlardır. ESWT ve fizyoterapist destekli manuel (elle yapılan) lenfatik drenaja ilave olarak pnömatik kompresyon uygulanması tedavinin başarı yüzdesini artırıcı ve yüz güldürücü sonuçlar almamıza yardımcı olmaktadır.
Lipödem; yaygınlına göre 4 (dört ) tipe ayrılmaktadır. Ne kadar erken yakalanırsa başarı oranı da o kadar artmaktadır.
Tedaviye başlamadan önce ve sonrasında hastalarımızın bacaklarının, kol ve karına da uygulanacaksa bu bölgelerinde ölçümü yapılmaktadır., En az 10 seansla başlanmakta, hastanın verdiği cevaba göre seans ihtiyacı belirlenmektedir. Lipödemin yaygınlığı ve şiddetine göre başarı oranı 20-80 % arasında değişmektedir.
Copyright © 2022 | Prof. Dr. Orhan Fındık