Özgür Kocaeli - Röportaj

Varis ve buna bağlı olarak damar hastalığının belirtileri nelerdir?

Uzun süre ayakta durduğunuz zaman bacaklarınızda ve diz altı bölgenizde şişme oluyorsa, bacaklarınıza sık sık kramp giriyorsa, bacaklarınız ağrıyor ve ayak tabanlarınız yanıyorsa, kaşıntınız varsa veya huzursuz bacak sendromundan şikayetçiyseniz varisinizin olması pek muhtemeldir ve mutlaka bir kalp, damar uzmanıyla görüşmelisiniz.

Varis hastalığını önlemek için neler yapmak gerekir?

Varisten korunmanın ilk şartı hareket etmektir. Uzun süre oturmanız gerekiyorsa, ayak ve baldır kısmındaki kan dolaşımını artıracak basit egzersizler yaparak varis oluşumunu önleyebilirsiniz. Bu arada karın iç basıncını artıracak ağır sporlardan ve ağırlık kaldırmaktan da kaçınacağız. Varisin bir diğer sebebi ise kabızlıktır. Ikınmak, karın iç basıncını artırdığı için varise neden olabilir. Dolayısıyla beslenmemize dikkat ederek sebze, meyve ve et tüketimini dengelemeliyiz. Lifli gıdaları tüketmeye özen göstermeliyiz. Günlük su tüketimi de en az 2 litre olmalı. Tüm bunların dışında çok uzun süre ayakta duran ya da çok fazla fiziksel aktivitede bulunanların mutlaka koruyucu varis çorabı kullanmasını öneririm.

Peki bu hastalığın tedavi yöntemlerini bizlerle paylaşır mısınız?

Varisin daha yavaş ilerlemesini sağlayan ve şikayetleri azaltan ilaçlarla beraber, kademeli basınç özelliğine sahip çoraplar kullanılmalı. Cilt yüzeyinde görülen varislerin yanı sıra gözle görülmeyen varisler ultrason doppler yöntemiyle tespit edilir. Hem estetik görüntüden rahatsız olan hem de ağrı hisseden hastalarımızı rahatlatmak için gözle görülür mor, yeşil damarlara skleroterapi (sıvı ve köpük) yöntemiyle müdahale ediyoruz. Oldukça etkili ve başarı oranı çok yüksek olan bu yöntemde damar içine iğne ucuyla bir sıvı veriliyor. Bu sıvı, içeride kimyasal bir reaksiyona girerek varisli damarları yok ediyor. İşlemin etkisi, damarın yapısına ve genişliğine bağlı olarak hemen ya da bir müddet sonra ortaya çıkıyor. Son yıllarda varis tedavisinde lazer ve radyofrekans yöntemlerini de kullanıyoruz.

Bahsettiğiniz lazer ve radyofrekans yöntemi hakkında bilgi verir misiniz?

Varis rahatsızlığında lazer ve radyofrekans tedavisini daha küçük, kırmızı ve hafif morumsu damarlara uyguluyoruz. Başarı oranı yüksek olan lazer tedavisinde, damarın durumuna göre bir ya da birkaç seansta sonuç alıyoruz. Diğer yandan Türkiye’de sadece birkaç merkezde bulunan ve son yıllarda çok popüler hale gelen “silgi lazer” cihazıyla da tedavi uygulamalarımızda sonuç alıyoruz. Silgi lazer yöntemi; Kocaeli, Bolu, Düzce, Sakarya ve Yalova bölgesinde ilk defa kliniğimizde uygulanmaya başlandı.

İlimizde ilk defa uyguladığınız silgi lazer tedavisi her vakada kullanılıyor mu?

Silgi lazer tedavi yöntemimiz, sadece estetik amaçlı işlemlerde kullanılıyor. Bu cihaz 2 mm’ye kadar olan ince, kırmızımsı ya da morumsu damarları yok etmede etkili. İnce varislerden kolayca kurtulmayı sağlayan bu tedavinin en önemli özelliği, işlemin tamamen acısız olması çünkü uygulama yaptığımız bölge aynı anda soğutuluyor. İşlem esnasında hastalarımız, ekranda 10 kat büyütülmüş sorunlu damarı görebiliyor ve atış yapıldıkça damarın kayboluşunu izleyebiliyor. Her seans, hastanın damar yaygınlığına bağlı olarak, yaklaşık 30-45 dakika arası sürüyor. Bu cihaz aynı zamanda yüz bölgesindeki kılcal damarların tedavisinde de rahatlıkla kullanılabiliyor. Silgi lazer tedavisi, hamile kadınlar ve onkoloji hastaları dışında her yaştaki hastaya güvenle uygulanabiliyor. Bu tedavide iki seans arası yaklaşık bir ay bekleme süresi var. İşlem yapılan bölgede kabuklanmalar oluştuğu için bu kabuklar dökülmeden ikinci seansa geçilemiyor. seanslar arası bekleme süresinde nemlendirci kremler kullanmak son derece önemli.

İleri seviye varisi olan hastalarınız için mi ameliyatı öneriyorsunuz?

Varis tedavisinde ameliyata son çare olarak karar veriyoruz. Kişinin çok belirgin damarları varsa, ultrason doppler sonucunda damarın en az 2-3 katı kadar genişlik oluştuğu görülmüşse ve kapak yetmezliği 4’üncü dereceden daha yüksek seviyeye gelmişse o zaman ameliyat düşünülmelidir. Bu ameliyatlar zorlayıcı değildir. Genelde damar yapısı uygunsa kapalı teknikler uygulanır. Çok az hastamızda açık ameliyat yaparız. Bu işlemler lokal, spinal veya genel anesteziyle yapılır. Operasyondan sonra hasta aynı gün evine dönebilir. Varisin tedavisi birkaç istisna dışında her zaman mümkündür. Ne kadar erken müdahale edersek hem sağlık hem de estetik açıdan o kadar iyi sonuçlar alırız.

Yine Kocaeli’de ilk defa uyguladığınız VeinViewer yönteminden bahseder misiniz?

Ülkemizde sayılı merkezde kullanılan VeinViewer cihazıyla varis tedavisinin başarı oranını çok daha yükseğe taşıdık. Damar yolu bulmada zorluk yaşanan hastalarda kullanılmak üzere tasarlanmış bu cihazın asıl özelliği damar yolunun görüntülenmesi ancak biz varis tedavisinde de kullanabiliyoruz. Cihaz, cilt altında 10 mm derinliğe kadar giden damarların, LED pro- jeksiyon yöntemiyle cilt üzerinde oldukça net bir şekilde görülmesini sağlıyor. Cihaz, damarı çok net gösterdiği için köpük tedavisinin etkinliğini artırıyor ve kızılötesi ışınlarla hata payını azaltıyor. Diğer yandan bu yöntemle damarda oluşabilecek küçük pıhtıları da fark edebiliyoruz. VeinViewer cihazıyla hastalarımız tedavinin işleyişini anında görebiliyor.